YAŞLI BİR ADAM İLE YILANIN İBRETLİK ÖYKÜSÜ
Çok eski zamanlarda uzak bir diyarda yaşayan orta yaşta bir karı koca varmış. Mutlu giden evlilikleri bir yavrularının olmasıyla kat kat artmış. Yavruları iki yaşına geldiği zaman adamın karısı hastalanır ve ölür. Çocuğuyla birlikte tek başına kalan adam fakirliğinde getirdiği karamsarlık ile kara kara çocuğa nasıl bakacağını düşünür.
Çaresizlikten kendini her gün dağlara tepelere vurur. Bir gün ormanlık alanda koca bir yılan karşısına çıkar. Adamın çaresizliğini gören yılan dile gelir ve konuşmaya başlar.
Hayırdır bey amca yüzünden düşen bin parça, derdin nedir diye sorar. Adam şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra bir bir yaşadıklarını anlatır.
Yılan, hiç merak etme ben senin derdine çare bulurum demiş, ve her gün yanına gelirse kendisine bir altın vereceğini söylemiş. Yılanda adamda sözünü tutmuş. Yıllar boyunca her gün bir altını adama vermiş. Adam artık yaşlanmış ve yılanın yanına gidemez hale gelmiş. Oğluna her şeyi anlatmış. Bundan sonra oğlu altın almaya gidecekmiş.
Oğlu altın almaya gittiği bir gün daha fazla altın istemiş. Yılan sadece bir altın vereceğini söyleyince yaşlı adamın oğlu yılanın kuyruğunu kesmiş. Yılan can havliyle oğlanı sokup öldürmüş.
Yaşlı adam evlat acısıyla kavrulurken yılanla olan dostluğunu düzeltmek için yılanın yanına gider. Yılan kardeş sen benim dostumsun olanları unutalım ve dostluğumuz kaldığı yerden devam etsin der.
Yılan ibretlik cevabını verir; kusura bakma ihtiyar sende bu evlat acısı varken bendede bu kuyruk acısı varken biz tekrar dost olamayız demiş.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder